geri

Kazai Teşkilat

 

   İskenderun'da muhtelit mahkeme namı altında Fransız hakimlerinden müteşekkil bir mahkeme vardı. Hatay devletinde bir yüksek mahkemeyi ihtiva eden yerli mahkemeler kurulmuş olduğundan muhtelit mahkemenin manası kalmadığını ileri sürerek bunun ilgasını Collet'den istedim. Kendi iktidarı dahilinde olmadığı için meseleyi Beyrut'ta Fevkalade Komiserliğe intikal ettireceğini söylemesi üzerine, bugünden itibaren muhtelit mahkeme kararlarının Hatay'da tatbik edilemeyeceğini, yerli polis ve jandarmanın bu kararları infaz etmeyeceklerini, şayet Fransız polisi ve milisleri vasıtasıyla infaza kalkışılırsa vaki olacak ihtilafların müessif neticeler doğurabileceğini anlattım. Aynı günde muhtelit mahkeme reisliğine, bir yazı ile badema (sonraki) kararlarının infaz edilmeyeceğini bildirdim. Ertesi günü mahkeme reisi ve savcısı ziyaretime geldiler. Yerlilerle yabancılar arasında tahaddüs edebilecek (çıkabilecek) davaları rüyet (bakmak) için muhtelit mahkemenin lüzumunu iddia ettilerse de, Hatay'da Anayasa ve mevcut mevzuatla medeni bir hukuk devleti kurmuş olduğumuzdan ecnebi mahkemelere ve hakimlere asla lüzum kalmadığını, bunun için faaliyetlerine hemen son vererek işgal etmekte oldukları binayı en kısa bir zamanda tahliye ve emirlerindeki resmi otomobilleri iade etmelerini söyledim. Bir iki saat sonra İskenderun'a avdetlerinde dairelerinde çalışan katiplere, memurlara artık başlarının çarelerini aramalarını, şahsi dostlarına da yakında buradan ayrılacaklarını söylediklerini haber aldım. Bir hafta zarfinda dosya ve eşyalarını naklettikten sonra kendileri de Hatay'ı terk edip gittiler. Böylece bir zamanlar İskenderun'da delegenin ikametgahı, müteakıben Muhtelit Mahkeme dairesi olan bina, Hatay devletinde bir müddet adliye vekaleti, daha sonra da orduevi olarak milli hükümetin eline geçmiş oldu.

devam