Antakya'da Durum
Antakya'da görülmeye değer şöyle bir manzara vardı: Sokaklarda kafıle kafile işsiz insanlar dolaşmakta idi. Bunlar intihapta rey vermek için gönderilmiş Hatay doğumlu kimselerdi. Polisler ve jandarmalar hariçten gelenlerle, şehirde dolaşanlarda silah arıyorlardı. Türk Halk Partisi mukabil (karşılık) "Usbetü'l-Ameli'l-Kavmi" ve "Vahdetü'l-Arabiyye" namları altında gayri Türk unsurlardan müteşekkil bir cephe kurulmuştu. Her iki taraf arasında bazen söz, taş ve sopa, bazen de silahlı tecavüzler eksik olmuyordu. Fakat büyük vakalara meydan verilmiyordu. Geçen yaz Antakya'da Hükümet Caddesi'ndeki garajın önünde taşkınlık yapan Suriye taraftarlarıyla birkaç Türk arasında silahlı bir çarpışma olmuştu. Türklerin istemeyerek katıldıkları bu garaj vakasından sonra kanlı hadise çıkmamıştı. Garaj vakası münasebetiyle askeri kuvvetler Antakya Halk Partisi binasını basmışlar, defterlerini, evrakını almışlar, idare heyetini tehdit ederek Dörtyol'a kaçırmışlardı.
Antakya'daki durum yüzünden Başkonsolos Firuz Kesim'le Dörtyol'da bulunan Tayfur Sökmen'in arası açılmıştı. Kanlı hadiseler çıkarılmasını iltizam eden (gerekli sayan) Dörtyol'un emir tavsiyelerine Firuz Kesim, bilakis hadise zuhuruna mani olunması yolunda cevap verdiği için aralarında anlaşmazlık başlamıştı.
Parti merkezinde hummalı (yoğun) faaliyet vardı. Hararetli çalışmalara rağmen ortada ne koordinasyon ne de verimli randıman mevcuttu. Yalnız neşriyat ve protesto işleri oldukça muntazamdı. Propaganda kolunun gayri Türk unsurlar üzerindeki işlemleri dolayısıyla Türklük adeta pazarlık ve istismar mevzuu olmuştu. Birkaç kuruş fazla koparmak sevdasıyla bazı bedbaht insanlar kendilerini Türklüğe doğru ileri geri itip çekmekte büyük bir maharet gösteriyorlardı. Ankara'ya gönderilmiş olan raporlarda Türk listesine rey vermek üzere kazanılmış oldukları bildirilen 15.000 gayri Türk'ten 15 kişi dahi ortada yoktu.