Atatürk'ün Cenuba (Güneye) Doğru Seyahatleri
Bu sırada Atatürk'ün cenuba (güneye) doğru seyahatleri ve Eskişehir mülakatı her tarafta heyecan uyandırdı. Seyahate çıkılmadan bir gün evvel İstanbul Valisi Muhittin Üstündağ, Dolmabahçe Sarayı'ndan Emniyet Müdürü'ne telefon ederek benim hemen Ankara'ya hareket etmemi temin etmelerini söylemişti. Ankara'da doğruca Emniyet Umum Müdürü Şükrü Sökmensüer'e gittim. Eskişehir'de Hasan Rıza'ya geldiğimi telefonla haber verdi. Atatürk'ün, Hatay'a yürümek üzere yola çıkmış olduğunu, bunun için İsmet Paşa'yı, Fevzi Paşa'yı, Vekiller Heyeti'ni Eskişehir'de kendisine mülaki olmak (katılmak) üzere çağrıldıklarını, ordu kumandanı İzzettin Paşa'nın Konya istasyonunda beklemesini emreylediklerini anlattı. Akşama doğru Atatürk'ün, Konya üzerinden Kayseri yoluyla Ankara'ya gelecekleri, hükümet erkanının Ankara'ya avdet etmekte oldukları öğrenildi. Gece istasyonda Hasan Rıza Soyak yarın İktisat Vekili Celal Bayar'a gitmemi söyledi. Eskişehir mülakatında Hatay'a iktisadi yardım yapılması görüşülmüştü. İktisat Vekili, Hatay'ın iktisadi durumu
ve yapılması mümkün olan yardım şekilleri hakkında benden bir rapor istedi.Müşahitler (gözlemciler) Hatay'dan dönmüşlerdi. 27 Ocak 1937 tarihinde Milletler Cemiyeti Konseyi'nde Santler raporu kabul edildi. Raporun esasları dahilinde bir statü ve anayasa hazırlamak üzere Türkiye, Fransa, İngiltere, Belçika ve Hollanda hükümetlerinin birer mümessilinden mürekkep bir mütehassıslar komitesi teşkil edildi.
Komiteye Türk murahhası tarafından sunulacak projeyi hazırlamak üzere Ankara'da Hariciye Vekaleti'nde Numan Menemencioğlu'nun riyasetinde toplanan heyette ben de müşavir olarak bulundum. 20 Şubat 1937'de Cenevre'ye tekrar gittik. Mütehassıslar komitesinin görüşmelerinde müzakerelerin Türk projesi üzerinde cereyan etmesi kabul edildi. Menemencioğlu'nun hastalanması dolayısıyla bir aylık fasıla ile müzakereler üçay sürdü ve neticede Hatay statüsü ve anayasası meydana geldi.