geri

General Asım Gündüz Heyeti

 

   23 Haziran'da Orgeneral Asım Gündüz riyasetinde (başkanlığında) bir heyet Hatay'a gelecekti. Collet, gece telefonla bana haber verdi ve kışla civarında bir evi misafirlerin ikametine tahsis eylediklerini (ayırdıklarını) söyledi ve yarın inzibat kuvvetlerinin lazım gelen tedbirleri almalarını tavsiye etti.

   Misafirlerin Türk mahallelerinden uzak bir yerde ikametini, buraya gidip gelirken ziyaretçilerin gayri Türk unsurların kesafeti (yoğunluğu) ortasında geçeceklerini düşünerek heyete Türk mahallelerinde münasip bir evin tahsis edilmesi icap ettiğini Collet'ye anlattım. Heyet için şehirde Cumhuriyet mahallesinde Süreyya Halefin evini hazırladık.

   Asım Gündüz heyetinin geleceği gün herkes yollara, otomobillerle İskenderun istasyonuna akın etti. Fransız generali, Fransız askerleri Asım Gündüz'e istikbal (karşılama) merasimi yaparken, başta parti teşkilatı olmak üzere büyük bir halk kitlesi, gayri Türk cemaatlerin mümessilleri ve reisi ruhaniler heyeti büyük tezahüratla karşıladılar. Antakya - İskenderun yolunda binlerce insan heyeti selamladı. Fransız askerleri zırhlı otomobillerle heyeti takip ettiler. Antakya'da heyetin ikametine mahsus (ayrılan) evin önü saatlerce muazzam bir kalabalığın devamıyla geçilip çıkılmaz hale gelmişti.

   Asım Gündüz heyeti, General Hutsinjer'in riyasetindeki Fransız heyetiyle Hatay'a müteallik (ilişkin) müzakerelerde bulunmak üzere gelmiş ve resmen Fransızların misafiri idi. Ben de Asım Gündüz şerefine resmi bir ziyafet verdim. Ziyafete Fransız sivil ve askeri otoritelerini, resmi şahısları, parti erkanını, gayri Türk cemaat mümessillerini, reisi ruhanileri ve İskenderun'daki ecnebi konsolosları davet ettim. O güne kadar gayri Türk unsurların hükümetle temasları olmadığı halde Asım Gündüz heyetini kendi cemaat mümessilleriyle istikbal etmeleri bizce ehemmiyetle kaydedildiğinden ziyafete çağrılmaları tabii görülmüştü. Bunlarla beraber muhalif cephenin ileri gelenlerini de davet etmiştim. Davet listesini Başkonsolos Karasapan'la birlikte tespit ettik. Davet kartlarında resmi kıyafet işareti olduğundan bunu bahane ederek bizim parti erkanı arkadaşlarımız ziyafete gelmediler. Göze batan bu keyfiyet gerek davetliler muhitinde gerekse hariçte muhtelif tefsirlere meydan vermişti. Bilahare öğrenildiğine göre parti erkanı Dörtyol'dan aldıkları talimatla böyle hareket etmişlerdi.

   Heyetler arasında cereyan eden müzakere bir hafta sürdü ve bir anlaşma ile askeri bir protokol imza edildiği öğrenildi. Müzakerelerden ve protokolden mahalli hükümet olarak biz resmen haberdar edilmedik. Bununla beraber İskenderun Sancağı Valisi sıfatıyla Atatürk'e, Başvekil Celal Bayar'a ve Beyrut'ta bulunan Haut-Comissaier'e anlaşma münasebetiyle duyduğumuz memnuniyeti bildiren telgraflar çektim. Cevaplarını aldım. Atatürk'ün kendi imzalarıyla "Sizin için artan saadet ve refah dilerim" cevapları bizim için istikbale dair büyük bir işaret oldu.

   Benim vali olarak icraatım Orgeneral Asım Gündüz ve heyetteki arkadaşlarının gözlerinden kaçmamıştı; bir haftadan beri muhtelif temaslarında şimdiye kadar olup-biten her şeyi öğrenmişlerdi. Heyetin siyasi müşaviri Cevat Açıkalın bir gün benimle hususi görüştüğünde şunları söyledi: "Vaziyeti gördük, sen her şeyi istediğimiz gibi yapıyorsun, tuttuğunuz yolda devam edin, biz Ankara'ya gidince her şeyi anlatacağız" dedi.

   Asım Gündüz heyeti Ankara'ya avdet eylemek (dönmek) üzere gene büyük tezahürat içinde Hatay'dan ayrıldı. Yalnız askeri mümessil olarak Albay Fevzi Mengüç Antakya'da kalmıştı. İki gün sonra bir Türk alayının Hatay'a geleceği ve intihabın Türk-Fransız kuvvetlerinin müşterek (ortak) işgalleri altında yapılacağı şayi (söylentisi) oldu.

devam