geri

İskenderun İdare Meclisi

 

   1931 'de Şam Meclisi'ne mebus, müstakil İskenderun İdare Meclisi'ne aza seçimi ilan edildi. Her ikisi de aynı günde yapılacaktı. İskenderun'da İdare Meclisi'nin kurulmasına alaka göstermeyi, fakat Şam Meclisi'ne bizden mebus göndermemeyi düşündük. Bu sırada delege Durieux bana geldi. Statü Organiği, Ankara İtilafhamesi'nden mülhem olarak yaptıklarını, Türk menfaatlarını korumak için İskenderun Meclisi'ne Türk unsuru namına beni ve Abdülgani Türkmen'i namzet göstermek istediklerini söyledi ve muvafakatimizi talep etti. Arkadaşlarla toplantı yapıp teklif hakkında konuştuk, Ben, Abdülgani Türkmen ve diğer birkaç arkadaşımızla İskenderun İdare Meclisi için intihaba (seçime) iştirak edilmesini muvafık bulduk, iki üç arkadaşımız da bizi dinlemeyerek Şam Meclisi'ne mebus seçilmek arzusunda bulundular. Aramızda ikilik oldu. İntihap gürültülü geçti. Gazetelerde birbirimizle kalem mücadelesi dahi yaptık. Abdülgani Türkmen ve ben hükümet namzetleri arasında kalmıştık. Hükümet sözcüsü intihap arifesindeki toplantıda Suriye Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'na muhalif bir harekette bulunulmayacağına ve yabancı bir devlet hesabına çalışılmayacağına dair bir taahhütname imza edilmesini teklif etti. Mebus namzetleri teklifi tereddütsüz kabul ettiler. Biz müşkul vaziyette kaldık. Ancak şimdilik istediğimiz istiklalin Suriye Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'nda zeylolarak kabul edilmiş olmasını, yabancı bir devletten maksat Türkiye ise bunun; bizim için yabancı olmayacağını düşünerek taahhütnameyi imza ettik. İskenderun İdare Meclisi'ne, Antakya'dan nüfusa göre iki Türk, iki Sünni Arap ile bir Ortodoks ve iki Alevi, Kırıkhan'dan bir 'Türk ve bir Ermeni, İskenderun'dan bir Türk, bir Alevi ve bir Ortodoks olmak üzere on iki aza seçildi.

   Mecliste müzakereler açık olarak cereyan ederdi. Bütçe müzakeresi münasebetiyle yaptığımız konuşmalarda Suriye'nin Sancağa müdahalelerine şiddetle hücum ettik. Sancak dahilinde idari ve mali icraatı tenkit ettik. Bunları yazan gazeteler halk arasında elden ele dolaştı ve bunlar halkın hissiyatına uygun göründü. Arkadaşlarımız arasında yeniden birlik teessüs etti. İntihap dedikoduları unutuldu, Türk halkı etrafımızda toplanmak temayülünü gösterdi ve ayrıca şu kazançları da kaydetmiş olduk:

   İskenderun Meclisi'nde selahiyetli bir ağızla resmen Şam'a bağlı kalmak istemediğimizi, İskenderun mıntıkasının Ankara İtilafnamesi'yle hususiyeti olduğunu, Türk kültürüne, Türk hukukuna riayet edilmesi lüzumunu dış aleme ilan etmek, bir taraftan da intihapta geçen gürültüleri acı bir tecrübe olarak kaydedip bundan sonra milli arzularımızı tahakkuk ettirebilmek için daima Türk birliğinin zaruri olduğunun göz önünde tutulması isteğimizi açıkladık.

   Bu kazançlar, Sancak Türklerinin siyasi kanaatlerine tam bir veçhe vererek bunu tebellür etmiş (belirmiş) bir mefküre (ülkü) haline getirdi.

   İskenderun meclisindeki konuşmalarımız Adana gazetelerine de aksetmişti.

   Dört yıl için seçilmiş olduğumuz halde birinci sene sonunda Nizamname tefsir edilerek çekilen kura ile beni ve Abdülgani Türkmen'i azalıktan çıkardılar.

devam